27 Aralık 2014 Cumartesi

360 Derece




   Merhaba insancıklar.
   Bayadır yazmadım, aslında sinirliydim ve birde bu blogger/ gay blogger ortamını gram sevmediğimden yazmak hiç içimden gelmedi, hala da gelmiyor ama şunu fark ettim rahatlamak için yazmam gerekiyor. Yada anlatacak ve güvenecek kimsem olmadığı için buraya anlatsam daha mantıklı olur diye düşündüm.

   Evet yaklaşık 3-4 aydır üniversiteye gidiyorum, benim istediğim hiç bir bölüm olmadı ama ablamın istediği doğrultuda bir bölüme ek yerleştirme ile yerleşmiş bulunmaktayım. Bir akşam saatinde açıklandı. Ha bir de şöyle bir şey var binlerce öğrencinin yerleştirme sonucu 1 hafta içinde açıklanırken sadece yüzlerce öğrencinin ek yerleştirme sonucunun açıklanması 2-3 hafta sürdü. Aklınızda bir soru işareti kaldı mı? Evet benimde.

Açıklandığı akşam manyak gibi sevindim evet o heyecanım ve sevincim 1 saatti sürmedi. Sen anne, baba ve ablasın insan biraz sevinme taklidi yapar, gelir sarılır kutlar tebrik eder. Ben gidip zorla sarılıyorum, bir sevimlilikler yapmaya çalışıyorum. İlk senemden üniversite kazanmışım. Tamam özel kazanmış olabilirim. Lan kızınız 4 yıldır özele gidiyor. Dört sene içinde toplasan parası için  kere bile fal sokmamışlardır. Ama benim yemediğim laf kalmadı. Tercih sıralamasını hep beraber yaptık, otuz kere gidip emin misiniz diye sordum, niye şimdi bozuyorsunuz ki? Tamam üniversitem çok pahalı ama çok kaliteli bir üniversite.. Boşşş...


   Okula kayıt yaptırdıktan sonra ben hazırlık muafiyet sınavına girdim. İngilizcemden emindim, bir sürü kursa gidip sertifikalar almıştım. Sınavda 30-40 gramer sorusuna 15dk verdiler. Reading texti için 20dk vede 2 komposizyon yazmamı istediler. Tolstoy gelse böyle komposizyon yazmazdı. Ama kalk sen 16 puan al. Sınıfta İngiliz hocalar vardı, sırf İngilizce konuşuyorlardı, diğerlere translate yapmak zorunda kaldığım halde sen bana 16 puan ver. Şaka gibi değil mi. tek tesellim 50 üstünden değerlendirdiklerini söylüyorlar ama kesin bir bilgi değil.

   Daha sonra İstanbul'da ev aramaya başladık. Avrupa yakasının tamamında ev aradıktan ve hiç bir yer bulamadıktan sonra. Tam tamına bir buçuk milyara bir apartman dairesinde oturuyoruz. Şimdi size 1.500 tl ile nerelerden ne çeşit evlerde oturabileceğinizi söylüyeceğim. Sakarya'da Double lüks bir sitede 2-3  katlı bir villada oturabilirdiniz, İzmir'de 3 ev kiralayabilirdiniz, Ankara'da yine lüks bir sitede veya apartmanda oturabilirdiniz, Antalya, Bodrum, Çeşme, Marmaris gibi yerlerde üstüne 500 tl daha ekleyerek lüks bir yaşam sürebilirdiniz. İstanbul'da gerçekten yaşam pahalı ve gerçekten ev baktığınız sezon çok önemli bunu anlamış bulunmaktayım, ha birde Suriye'li belaları var. Bu Suriye'li arkadaşlar devletten aldıkları para yetmezmiş gibi, üstüne dilenip, üstüne de çalıp çırpıyorlar. Sonra 3-4 aile bir araya gelip ev kiralıyorlar böyle olunca ev sahibi kira fiyatını 700 den değilde 1500-4000Tl  arasında bir rakama tutturuyorlar. İyi bir halt ediyorlar sanki. Ne kadar iğrenç  bir durum.

   Sıradaki olay babamı Sakarya'dan buraya eşyaları  göndermesi ve daha sonrada kendini İstanbul'a aldırmasıydı. Bunlarda hemen gelişti. Bir ev tutduk ertesi gün bir üst mahalleden bir ev daha tutduk ve böyle bir kısır döngüye girdik her gün bir ev tutmaya başladık (yazar burada dalga geçiyor). İlk evin içi baya genişti fiyatıda orta dereceydi ama bu sefer o koca evi ısıtmak sıkıntı olacaktık. Ondan üst mahalledeki evi tutduk. Daha sıcak hatta ablam evde atletle geziyor tam bir kıro, babamın görevleri üstleniyor resmen. Her odası denizi çok görüyor ama apartmanın tamamı yaşlı dolu..

Devam mı? Bekleyin..